hakkımızda bilgi
Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih
öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren
Altay ve Tanrı Dağları ve çevresinde ortaya çıkan, daha
sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır
Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir.[1]
Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer
üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme
ustalıklarıyla tanınmışlardır.[2] Uluslararası literatürde "Part
Atışı" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru
yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları
Türkler olmuşlardır.
Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih
öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren
Altay ve Tanrı Dağları ve çevresinde ortaya çıkan, daha
sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır
Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir.[1]
Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer
üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme
ustalıklarıyla tanınmışlardır.[2] Uluslararası literatürde "Part
Atışı" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru
yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları
Türkler olmuşlardır.
Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih
öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren
Altay ve Tanrı Dağları ve çevresinde ortaya çıkan, daha
sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır
Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir.[1]
Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer
üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme
ustalıklarıyla tanınmışlardır.[2] Uluslararası literatürde "Part
Atışı" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru
yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları
Türkler olmuşlardır.